Ana içeriğe atla

Nitelikli

KÜÇÜLEREK BÜYÜMEK / GROWING BY SHRINKING

  Hala bazı şeylerin aynı kalacağına inanan küçük bir kızım. Zamanla büyüyeceğimi düşünmüştüm- zihnen, bedenen. Ama öğrendim ki, büyümek sadece bedende olur- kabul etmesi zor olsa bile. Her geçen gün,  bana bunu hatırlatan insanlar oldu. Öncelikle, ailem- bir zamanlar tanıdığımı sandığım kişiler. Hiç hayal etmediğim şeyleri yaşamama neden oldular. Her korkuyu, bilincimin derinliklerine kazıdılar. Ve, bana emanet edilen bu hayatı istemememi sağladılar. İşte bu kadar küçüldüm. GROWING BY SHRINKING I’m still a little girl who believes some things will stay the same. I thought I would grow with time— in mind, in body. But I’ve learned, growing only happens in the body— even if it’s hard to accept. Each passing day, there were people who reminded me of this. First, my family— the ones I once thought I knew. They made me live things I never imagined I’d go through. They carved every fear deep into my consciousness. And, they made me not want the life I was entrusted with. Th...

BÖLÜM 2: ''BEN KARANLIK''


Yere yığıldığım ânda hayatımın noktalandığını sanmıştım. Devamı yoktu. Olamazdı.
Noktamı virgüle dönüştürme şansım var mıydı? Bilmiyordum.
Gizemliydim. Kendimi ben bile çözemiyordum. Kesinliğim yoktu. Tıpkı adım gibi davranıyordum. Kararsız, sessiz.
Kendimde değilken bile binlerce duyguyu bir ânda yaşıyordum. Duygularımdan kurtulmak için uyanmayı seçmiştim. Duygularımın zamanı değildi.
Katili bulmalıydım. Zorundaydım ve uyandım. Bir daha hiç uyumamak üzere. Gerekirse kendimi uyanık tutmak için her şeyi yapacaktım.
O duyguya yeniden dönemezdim. Biliyordum. Uyumamak tek çareydi.
Nasıl olsa dayanıklıydım.
Beni kaybetmekten korkan biri de kalmamıştı. 

Hayatımı, o katili bulmadan sonlandırmayacaktım.
''Kendi dünyamın korkulu rüyası olmaktan çıkıp, dünyanın korkusu olmaya adım atacaktım.''
Çünkü ''Araf'' böyle yapardı. Yapmalıydı.
Gözlerimi açtığımda kapıdan siyah sweatshirt'lü birinin çıktığını gördüm.
Birden bir şeyler hatırlamaya başladım.
''Daha önce bu kişiyi görmüş olmalıyım'' diye düşünüyordum.
Büyük olasılıkla ayılır gibi olduğumda görmüş olmalıydım.
Merak duygum gittikçe artıyordu.
O olabilir miydi?
Beni hastaneye getiren gördüğüm kişi olmasa bile, teşekkür etme gereği duyuyordum.
Peki ya nasıl?
Beynim düşünceler ile baş başa iken yattığım yerden kalmak istedim.
O sırada hasta odasına biri girdi.
Bakmak için başımı kaldırdığımda yine sweatshirt'lü, karanlık derecesinde bir kız gördüm. Bu oydu ve bana benziyordu. Acaba hayatı da benziyor muydu?
Birden sesiyle irkildim.
''İyi misiniz?''

Sustum. Hangi insan bu kadar güzel bir sese sahip olabilirdi.Tıpkı, Cennet gibi. Cennetin melodisiydi bu. Bana bu mucizeyi yaşatmıştı. Sesiyle sanki tüm hislerim yeniden canlanmıştı.
İstemiyordum. Ben hissizdim. Kendimi toparlamaya karar verdiğimde yine o sesi duydum.

''Bir soru sordum.''

Onunla sohbet etmek istiyordum. Fakat o duyguları tekrar yaşamaktan korkuyordum.
''İ-iyiyim.''

''Tamam, kendinizi iyi hissettiğinizde hastaneden çıkış yapabilirsiniz.''

''Tamam.''

''Hoşça kalınız.''

''Dur!''

Tam kapıdan çıkarken, ani sesimle bana doğru döndü. Bir erkeğe göre fazla utangaçtım sanırım. Ne söyleyeceğimi şaşırdım. Bir kıza göre fazla sertti. Bu yönden bana benzediğini söyleyemezdim.

''Söylesene, sen kimsin?'' demek gelmişti aklıma.

Gözlerimin içine bakarak, bana doğru yürüyordu. İri, koyu kahverengi gözleri vardı. İçerisinde kaybolacağım türdendi. Cevabını merak ediyordum. Hiç beklemediğim bir cevap vermişti.

''Ben, Karanlık.''

Bu cevabıyla resmen onun gözleri yerine karanlığında kayboluyordum. O, hak ettiğim karanlıktı. Hiç düşünmeden kaybolmak istiyordum. Gözlerim onda takılı kalırken, o kendiyle beraber ruhumu da peşinden götürüyordu.
Bu bendim.
O, Benim Karanlığımdı.

Popüler Yayınlar